27 Ocak 2013 Pazar


Neden utandırıyorsun beni bakışınla?
Dilenmek için gelmedim ben.
Sadece vakit geçirmek için duruyorum geniş avlunun kenarında bahçe çitinin dışında.
Neden ayıplıyorsun ki bakışınla?
Bir tek gül bile koparmadım bahçenden, ne de bir tek meyve.
Mütevazice sığındım yol kenarındaki gölgeye, her garip yolcunun duracağı yere.
Bir tek gül bile koparmadım.

Evet, yorgun ayaklarım, yağmur yağıyor bardaktan boşanırcasına.
Rüzgar inledi sallanan bambu dallarının arasından.
Bulutlar ötelere kaçtı gökte ölümden kaçar gibi.
Yorgun ayaklarım...

Bilmiyorum ne düşündün benim için, ya da kimdi beklediğin kapının önünde.
Yıldırımlar saçılıyordu gözlerinden.
Nereden bilebilirim karanlıkta durduğum yeri görebildiğini?
Bilmiyorum ne düşündün benim için.

Gün bitti, yağmur kesilir gibi bir an.
Avlunun kenarındaki ağacının gölgesini de bırakıyorum senin, otlar üzerindeki oturma yerini de.
Hava karardı, kapa kapını, gidiyorum işte yoluma.
Gün bitti...


Rabindranath Tagore

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder