Mutluluğa
mücadele ederek ulaşabilir misiniz? Dile kolay gelmese de en büyük sır
budur. Mutluluğu birkaç basit sözcüğe sığdırabilirim ama sadece beni
dinleyip , duygularınızı tekrar etmekle mutlu olamazsınız. Mutluluk
tuhaftır; onu aramadığınızda gelir.
Mutlu olmak için çaba
harcamadığınızda, saflıktan ve yaşamın güzelliğinden doğan mutluluk
beklenmedik ve gizemli bir biçimde birden beliriverir. Ama bu bir
topluluğa katılmayı ya da biri olmaya çalışmayı değil, yüksek düzeyde
bir kavrayışı gerektirir. Hakikat, kalbiniz ve zihniniz tüm uğraşlardan
temizlendiğinde ve artık biri olmaya çalışmadığınızda ortaya çıkar.
Zihniniz sakin olduğunda, gerçekleşen her şeye kulak verdiğinizde
meydana çıkar. Bu sözcükleri dinleyebilirsiniz fakat mutluluğun
gerçekleşmesi için öğrenmeniz gereken, zihninizi tüm korkulardan
arındırmaktır.
Bir şeyden ya da birilerinden korktuğunuz sürece
mutlu olamazsınız. Anne babanızdan, öğretmenlerinizden, sınavları
geçmekten, ilerlemekten, efendinizden,
hakikate yaklaşamamaktan, onaylanmamaktan, sırtınızın sıvazlanmamasından
korktuğunuz sürece mutlu olamazsınız.
Hiçbir şeyden
korkmazsanız, bir sabah uyandığınızda ya da yalnız başınıza yürürken,
birden tuhaf bir şeyler olduğunu görürsünüz; aşk, hakikat, mutluluk
denen şey davet edilmeden, çağrılmadan, aranmadan birden karşınıza
çıkar.
Gençken doğru biçimde eğitilmeniz bunun için çok
önemlidir. Şu an eğitim dediğimiz şey, eğitim falan değildir, çünkü
kimse size bunlardan bahsetmez. Öğretmenleriniz sizi sınavları geçmeniz
için hazırlar fakat size en önemli şeyden, yaşamdan bahsetmezler; çünkü
çok az kimse nasıl yaşayacağını bilir.
Çoğumuz yalnızca hayatta
kalır, bir biçimde sürükleniriz. Bu yüzden de yaşam korkunç bir şey
haline gelir. Gerçekten yaşamak, büyük bir sevgi, derin bir sessizlik ve
saflığın yanı sıra deneyim zenginliği de gerektirir. Açık bir biçimde
düşünebilen, önyargılar, hurafeler, umut ya da korkularla
sınırlandırılmamış bir zihin gerektirir. Tüm bunlar yaşamın kendisidir
ve yaşamak için eğitilmiyorsanız, eğitimin hiçbir anlamı yoktur.
Düzenli, terbiyeli olmayı öğrenebilir ve tüm sınavlarınızı
geçebilirsiniz; fakat toplum yapısal anlamda parçalanırken bu yüzeysel
şeylere birincil önem atfetmek, tıpkı ev yaparken tırnaklarınızı
temizleyip cilalamaya benzer. Görüyorsunuz, hiç kimse sizinle tüm bunlar
hakkında konuşmuyor, hiç kimse sizinle bunların üstüne gitmiyor.
Matematik, tarih, coğrafya gibi belli konuları çalışmak için günlerinizi
harcarken, bu derin konuları konuşmak için de zaman ayırmanız gerekir.
Bu, yaşamı zengin kılmak için gereklidir.
Krishnamurti, Mutluluk Üzerine
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder