26 Haziran 2014 Perşembe

Değişim rüzgarları estiğinde akıllılar değirmen, akılsızlar duvar inşa eder.
Çin atasözü

8 Haziran 2014 Pazar

Her şeyden önce zekâ ancak özgürlük varsa ortaya çıkabilir: düşünme, hissetme, gözlemleme, sorgulama özgürlüğü. Ne var ki eğer ben size bir şeyi dayatırsam sizi de kendim gibi aptallaştırırım; genelde okullarda olan biten de budur. Öğretmen kendisinin bildiğini, sizin bilmediğinizi düşünür. Peki, öğretmen ne biliyor? Matematik veya coğrafyadan birazcık fazlasını. O hiçbir hayati sorunu çözmüş değil, hayatin son derece önemli meselelerini sorgulamış değil. O sadece Jüpiter veya başçavuş gibi esip gürler. Öyleyse böyle bir okulda, size söylenenleri yapmanız için disiplin altına sokulmanız yerine, anlamak, zeki ve özgür olmak konusunda yardım almanız gerekiyor, çünkü ancak o zaman hayatın zorluklarını korkusuzca göğüsleyebilirsiniz.

Hakikat üzerine, Jiddu Krishnamurti

7 Haziran 2014 Cumartesi

Başkalarını aynı haklarından mahrum etmeye kalkışmadıkça veya onu elde etme çabalarını bastırmadıkça, adını hak eden tek özgürlük kendi iyi anlayışımızı kendi tarzımızda takip etme özgürlüğüdür. İster bedensel, ister zihinsel isterse de ruhsal olsun, herkes kendi sağlığının en iyi koruyucusudur. Her bir bireyi toplumun geri kalanına iyi göründüğü biçimde yaşamaya zorlamaktansa herkesin kendi bildiği gibi yaşamasına katlandığımızda insanlık daha kazançlı çıkacaktır.

John Stuart Mill
İnsanın hemen her zaman kendi hemcinslerinin yardımına ihtiyacı vardır ve bu yardımı sadece onların cömertliğine bağlı olarak beklerse, eli boş kalır. Kendine yarar sağlayacak bir biçimde onların bencilliğine seslenirse ve kendisinin onlardan istediğini yerine getirmenin onların da çıkarına olduğunu gösterebilirse, başarılı olma şansı yüksek olacaktır. Bir başkası ile alış-veriş yapmak isteyen her kimse böyle davranmak durumundadır. Tüm bu önerilerin anlamı, benim istediğimi bana ver, buna karşılık sen de bendeki istediğine kavuş, biçimindedir; ihtiyaç duyduğumuz yardımların büyük bir kısmına böylece kavuşmuş oluruz. Yemeğimizi kasabın, biracının ya da fırıncının yardımseverliğinden dolayı değil, onların kendi çıkarlarını gözetmeleri nedeniyle elde ederiz. Onların insancıllıklarına değil, bencilliklerine sesleniriz ve hiçbir zaman kendi ihtiyaçlarımızdan değil, onların kazançlarından söz ederiz. Her birey sürekli olarak sahip olduğu sermayeyi en yararlı biçimde kullanmanın yollarını arar. Göz önüne aldığı bu yarar, toplumun değil onun kendi yararıdır. Ancak bireyin kendi yararını gözetmesi, zorunlu olarak toplum için en iyi kullanımı tercih etmesine yol açar. Kendi çıkarını amaçlayan bireyi görünmez bir el, hiç amaçlamadığı bir sonuca yönlendirir. Birey kendi çıkarı peşinde olmak suretiyle, hiç amaçlamadığı halde toplumun çıkarını da, gerçekten toplumun çıkarı peşinde olsaydı arttıracağından daha fazla, arttırır.

Adam Smith