16 Ağustos 2013 Cuma

Hiç kimse , kendinden fazlasını göremez. Bununla demek istiyorum ki : Herkes başkasında , kendisi olabildiği kadarını görür , çünkü onu ancak kendi zekası ölçüsünde kavrayabilir ve anlayabilir. Bu zeka düşük türden ise , tüm zihinsel yetenekler , en büyükleri bile , onun üzerinde etkide bulunamayacaklar ve o da bu yeteneklerin sahibini algılayamayacak , sadece onun bireyselliğindeki en düşük olanları , yalnızca kendisiyle ortak zayıflıklarını , mizaç ve karakter eksikliklerini algılayacaktır. Kendisi için o kişi , bunlardan ibaret olacaktır. Aynı adamın daha yüksek zihinsel yetenekleri , onun gözünde , bir körün gözünde renklerin olabileceği kadar vardırlar. Çünkü , zihin sahibi olmayanın gözüne hiçbir zihin görünmez. İnsanın , her konuştuğu kişinin düzeyine inmesinin , daha önceki her üstünlüğünün ortadan kalkmasının ve hatta bunun için gerekli yadsımanın bile farkında olmamasının nedeni budur. İnsanların çoğunun düpedüz düşük zekalı ve düşük yetenekli , yani kesinlikle seviyesiz olduğunu düşündüğünde , insan kendisi de zaman içinde ( elektiriğin dağıtıma benzer şekilde) , seviyeyi düşürmeden onlarla konuşmanın olanaksız olduğunu görecektir ve o zaman " seviye düşürmek" deyiminin asıl anlamı ve isabetliliğini iyice anlayacaktır. Salaklara ve delilere karşı , aklını kullanmaktan başka bir yolu olmadığını , bunun da onlarla konuşmamak olduğu görülecektir. İşte o zaman , kimi insanlar toplumun içinde , bir baloya gelip de sırf kötürümlerle karşılaşan bir dansçının durumuna düşeceklerdir. Kiminle dans edebilirler ki?

Schopenhauer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder